Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün her zaman elinizin altında, başucunuzda bulunduracağınız güzel ve eşsiz bir eser.
Kuranın gerçekliğini muhteşem bir şekilde kaleme almış, farklı vede çok düşündürücü.
Kuran insanlara özgürlüklerini veriyor, çıkın bu dar ve bağnazlıktan, kırın zincirlerinizi diyor. Olağanüstü bir eser ve hiç beklemeden bu kitabın okunmasını tavsiye ederim.
Kuran hükümleri ayaklar altına değil, baş üstüne almalı diyor, öyledirde.
Gerçekte Kuranın hükümlerini sözde değilde özde, gerçek anlamda uygulayanlarda olduğu gibi.
Kuranın bilimsel, aydınlatıcılığını okuyucuda buluşturan, anlatan bu eser için Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'e teşekkürler.
Kitapları ve eserleri okuyucuları aydınlatmaya devam edicek değerli arkadaşlar.
Saygılarımla Emy.
Arka Kapak Özeti
İslam dünyasının Kur'an’a kötülüğü, Cahiliye şirkinin kötülüğünden çok daha büyüktür.
İslam dünyasındaki siyaset ve saltanat kodamanları çok iyi biliyorlar ki, Kur'an mesajı, esasında olduğu gibi hayata geçirilirse sürdürdükleri saltanat yerle bir olur. Bunun içindir ki bu saltanat kurtları çeşitli oyunlarla tezgâhlar kurup Kur'an’ın mesajını işlemez hale getiriyor, o mesajları birtakım şeytanî oyunlarla hayatın dışına itiyorlar. İşte bu, Mekke müşriklerinin yaptıklarından çok daha vahim, çok daha yıkıcı, çok daha namert bir tavırdır.
Mekke müşrikleri Kur'an'a ve Muhammed'e açıkça düşman olduklarını söyleyerek Kur’an'ı dışlıyorlardı; bugünkü İslam dünyası ise Kur'an'a ve Muhammed’e iman ettiğini söyleyerek Kufarîı dışlıyor.
Evet, İslam dünyası, Kur’an'ı tutuyor, hem de başlar üstünde tutuyor ama sadece kâğıtları ve kılıflarıyla tutuyor, hükümleriyle değil. İslam dünyasının Kur’an’la münasebetinin şu cümle ile özetlenebileceği kanısındayız:
"Kâğıtları ve kılıfları baş üstüne, hükümleri ayak altına!”
Kur'an, sözde İslam dünyasının neler yaptığını, müstahak olduğu perişanlığın gerekçelerini göstermektedir. Kur'an, mücrim duruma gelmiş İslam dünyasına elbette ki Müslim muamelesi yapmayacaktır.
İslam dünyasındaki siyaset ve saltanat kodamanları çok iyi biliyorlar ki, Kur'an mesajı, esasında olduğu gibi hayata geçirilirse sürdürdükleri saltanat yerle bir olur. Bunun içindir ki bu saltanat kurtları çeşitli oyunlarla tezgâhlar kurup Kur'an’ın mesajını işlemez hale getiriyor, o mesajları birtakım şeytanî oyunlarla hayatın dışına itiyorlar. İşte bu, Mekke müşriklerinin yaptıklarından çok daha vahim, çok daha yıkıcı, çok daha namert bir tavırdır.
Mekke müşrikleri Kur'an'a ve Muhammed'e açıkça düşman olduklarını söyleyerek Kur’an'ı dışlıyorlardı; bugünkü İslam dünyası ise Kur'an'a ve Muhammed’e iman ettiğini söyleyerek Kufarîı dışlıyor.
Evet, İslam dünyası, Kur’an'ı tutuyor, hem de başlar üstünde tutuyor ama sadece kâğıtları ve kılıflarıyla tutuyor, hükümleriyle değil. İslam dünyasının Kur’an’la münasebetinin şu cümle ile özetlenebileceği kanısındayız:
"Kâğıtları ve kılıfları baş üstüne, hükümleri ayak altına!”
Kur'an, sözde İslam dünyasının neler yaptığını, müstahak olduğu perişanlığın gerekçelerini göstermektedir. Kur'an, mücrim duruma gelmiş İslam dünyasına elbette ki Müslim muamelesi yapmayacaktır.
#kitaplar, #kitapevleri, #bilim, #kütüphane, #gerçekler, #gerçekKuran, #gerçekİslam, #oku, #read, #books
Yorumlar
Yorum Gönder